Kemaliye Turistik Yerler

Kemaliye Şenlikleri
Kemaliye Hakkında

Kemaliye Turistik Yerler

TURİSTİK YERLER:

Kemaliye Etnoğrafya Müzesi: Orta katın girişinden sonra bulunan büyük salon, ara holler, bir büyük ve üç küçük odadan oluşan bölümleri etnografik eşyaların ve folklorik kıyafetlerin sergilendiği etnoğrafya müzesi olarak oluşturulmuştur.

Endiçi Kalesi: Aşutka köyü arazisindedir. İlk çağdan günümüze ulaşan yerleşim alanıdır.

Roma Mezarlığı: İlçenin güneyinde, Fırat nehrinin içindeki taşlar üzerindedir.

Pigan Kalıntıları:İ lçenin kuzeybatısındadır. Roma, Bizans, Selçuklu dönemlerine ait kalıntılar vardır.

Hasgel Kalıntıları: İlçenin doğu kesiminde, Roma döneminden günümüze ulaşan kalıntılardır.

Aranias Kalıntıları: Kale, toylantı salonu ve kilise önemli yapılardır. Çoğu yıkık durumdadır. Kalıntılar Roma dönemine kadar uzanmaktadır.

Topkapı Kalesi: Dutluca köyü yakınındadır. Son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Minaresi Selçuklu özelliği gösterir. Mescit bölümü orijinal özelliğini korumuştur.

Orta Camii: Kadıgölü`nün kıyısında bulunan Orta Camii`nin, 17. ve 18. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Dört ana ayak üzerine oturan kubbe, caminin tüm tabanına hakimdir.

Kışlacık Köyü Camii: 1005(1596) yılında Melik Ahmet , Paşa tarafından yaptırılmış, halen cami olarak kullanılmaktadır.

Salihli Köyü Camii: 1305 tarihi bulunan camii, halen kullanılmaktadır.

Taşdibi Cami: İlçe merkezinde 1051(1641) yılında, yapılmış ve cami olarak kullanılmaktadır.

Yeşilyamaç Köyü Camii: 1213-1275 tarihlerini, taşıyan cami, Padişah Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.

Başpınar Köyü Camii: Caminin kitabesinde “(Rumi 1025 El hacı Hüseyin Abdullah) IV Murat zamanında 1111-1112 Bekçiler Başı Müdürü Başpınar`lı Salim Ağa ‘`yazılıdır .

Ala Mağarası: İlçenin kuzeydoğusunda bulunan ala mağarasının, içinde dehliz ve kanallar bulunmaktadır. Girişinde sızıntı olarak akan suyun, ala ve sedef hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

KIRKGÖZ:

Ocak Köyü (Hıdır Sultan Abdal Ocağı): Çok eski yüzyıllarda, “Şeyhler” olarak bilinen köyün, günümüzdeki adı Ocak`tır. Ancak, köyün kurucusunun maneviyat dünyasına candan bağlı olanlar, bu isim yerine çoğunlukla Hıdır Abdal Sultan Ocağı ismini kullanırlar. Köy, ilçe merkezi Kemaliye`ye 40 km uzaklıktadır. Konuk evleri, hamamları, camileri, kütüphanesi ve okulu gibi sosyal tesislerinin yanısıra müzesi, helikopter pisti, çeşmeleri, düzenli ve bakımlı yolları ile örnek ve görülmeye değer bir Anadolu köyüdür.

Hıdır Abdal Türbesi: Türbe, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerinde yapılmıştır. Yapıya tümüyle taş işçiliği hakimdir. Yapılış tarihi ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Varlığı dönemin padişah fermanlarıyla tescil edilen, daha sonra 1925 yılında yürürlüğe konan bir yasa uyarınca kapıtalan ve 24 yıl sonra yeniden açılan Hıdır Abdal Sultan Türbesi tarihe ışık tutan anıt bir eser olarak halkımızın ziyaretine açıktır.

Köylere göre gezilecekler:

Toybelen Köyü: Toybelende Ermenilerden kalma iki kilise, buraya ait iki kemerli köprü ve bir cami yer alır. İmam İdris Efendi Türbesi halkın kutsal saydığı ziyaret yeridir.

Venk Köyü: Venk köyünde Venk ve Sorak kalelerinin kalıntıları bulunur.

Yeşilyamaç Köyü: Yeşilyamaç köyünde bir cami, bir de han vardır. Ayrıca Evliya Efendi adıyla bir türbe bulunur. Karayok dedikleri en yüksek tepe Kemaliye`yi kuşbakışı olarak gören mesire alanıdır.

Yuva Köyü : Kirazı ile ünlü Yuva köyünde iki kilise kalıntısı ve görenleri hayran bırakan çeşme yer alır.

Başpınar Nahiyesi : Başpınar`da bir çok çeşme, üç cami ve Koçu Baba adını verdikleri ermiş ulu bir kişi devamlı ziyaret edilir.

Ocak Köyü : Ocak köyünde adı Hıdır Abdal Sultan olan önemli bir türbe vardır. Bu türbe halk için çok kutsaldır. Bu türbe Osmanlı ve Selçuklu mimarisi ile inşa edilmiştir

Mesire Yerleri:

Kırkgöz: Güzel bir tabiat köşesi olan Kadıgölü, çeşitli efsanelere de konu olan bir su kaynağıdır. İlçenin en önemli piknik alanlarından biri olup, yaz mevsiminde halkın en itibar ettiği alanların başında gelir. Kayaların arasından çıkan buz gibi suların yanında Kemaliye`yi tepeden gören ve doyumsuz bir manzaraya sahip olmasıyla ünlü olup, çevre il ve ilçelerden dahi piknik yapmaya gelenler dahi olmaktadır.

Çerkezin Çeşme: İlçe merkezi ile Apçağa Köyü arasındaki yolun kenarında bulunan bu çeşme ayaküstü bir şeyler atıştırmak için ideal bir yerdir. Yandaki derenin iç kısmına girildiğinde ise yazın en sıcak günlerinde bile bir serinlik olması nedeniyle rağbet edilmektedir.

Sırakonak Köyü: Sırakonak köylülerinin büyük bir özveriyle yaptıkları soğuk ve bol suyu olan çeşme, başlarındaki piknik alanları aileler için çok cazip yerlerdendir. Üç dört yerde düzenlenmiş bu alanlardan lavabo, masa,WC ve bazı imkanlar halkın istifadesine sunulmuş olması takdir edilecek bir hizmettir.

Mazman Çeşmesi: İlçeye 14-15 km.uzaklıkta sarıçiçek yaylası sınırları içinde bulunan bir yer serin esen rüzgarı, mevcut oturma alanları ve buz gibi suyu ile iyi bir dinlenme mekanıdır.

Seyit Ali Parkı: İlçe merkezinde olup, belediye tarafından yaptırılan bu park, alan düzenlenmesi ve konumu itibariyle hiç boş kalmamaktadır. Bilhassa yaz akşamları ailelerin en çok ilgi duydukları yerlerdendir.

Kadı Gölü Parkı: İlçe merkezinde Kadı Gölü suyu kaynağı yanında bulunan bu yer gerek mahalli sakinleri ve gerekse kısa zamanlı dinlenme için tercih edilmektedir.

Taşyolu Karanlık Kanyon: Taşyolu boyunca her ne kadar su kaynağı çok nadir olsa da Kanyonun muhteşem görünüşü ve dağ keçilerinin seyri nedeniyle gerek ilçe halkının ve gerekse gezi amacıyla ilçeye gelenlerinin vazgeçemediği yerlerdendir.

Ayrıca Kozlupınar Köyü`nde ulupınar, Yeşilyamaç Köyü`nde Karayok Başı ve Aşağı Umutlu Köyü`nde ziyaret suyu gözesi enteresan özellikleri olan yerlerdendir.

Ayrıca yol kenarlarındaki mevcut çeşme başları da halk tarafından zaman zaman piknik amaçlı kullanılmaktadır.

El Sanatları Kemaliye çok çeşitli el sanatlarına sahiptir. Özellikle halı ve halıcılık halkın uğraştığı bir el sanatıdır. Bununla beraber Kemaliye, şal veya eşarp, kapı tokmakçılığı, demircilik vb… bir çok el sanatlarına sahiptir.
Halıcılık:
Geleneksel motif ve renklere bağlı kalınarak, el uğraşında önemli bir dal olan halıcılık sanayi, çeyrek yüzyıla kadar ilçe ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Tarihsel bilgilere göre 1887 yılında İran`dan gelip, Eğin`e yerleşen göçmenlerin başlattığı; yerli halkın benimseyip geleneksel bir sanat olarak sürdürdüğü halıcılık Eğin`e büyük ün kazandırmıştır. Eğin halısı uzun yıllar Türkiye üçüncüsü olarak halıcılıktaki yerini korumuştur. Eğin halısını diğer halılardan ayıran en önemli özellik atkı ipliğinin mavi boyalı oluşudur. Bunun dışında kenar püskülleri aynen saç örgüsü gibidir. Diğer yerlerde dokunan halılar, dokunduktan sonra kesim ve tıraşlama yapılarak yıkandığı halde, Eğin halısına tezgahtan çıktıktan sonra herhangi bir işlem yapılmaz.Eğin halısında bir santimetre karede 36 ilmek (Düğüm) vardır. Halının kalınlığı genelde 8 mm`dir. Dokumada 2.5 numara yün ipliği, atkısında ve çözgüsünde 20 numara pamuk ipliği kullanılır. Çözgüsü 15 kat, atkısı ise 15 kattır. 2002 yılı itibariyle Kemaliye Kaymakamlığınca, halıcılığın canlandırılması amacıyla bu sanat, ilk olarak Apçağa Köyünde hayata geçirilmiş olup; ilçe merkezi ve köylerimizde de dokutulmaya başlatılacaktır.

Kapı Tokmakçılığı:
Dış kapı kanatları üzerindeki döğme demir kapı tokmakları, işlevsel elemanlarının yanı sıra, zengin motif çeşitleri ile de dikkat çeker. Erkeklerin ve kadınların ayrı ayrı kullanımına ayrılmış , kalın ve ince sesler çıkaran ses verme elemanları ayna üzerinde yer alır. Birincisi erkek misafirler için olanıdır ki bu üstte yer alır. İkincisini kadın misafirler kullanır ve bu tokmak altta bulunur ve ince ses verir. Böylece ev halkı kimin geldiğini tahmin edebilir.

Günümüzde Kemaliye`de bir demirci ustası tarafından üretilen kapı tokmakları, süs eşyası ve hediyelik eşya olarak kullanılmaktadır.

Gazenne:
Gazenne dokumacılığının kökeni bu yörede çok eski dönemlere dayanmaktadır. 1960 lı yıllara kadar Eğin`de her evde bir veya iki evde gazenne dokunduğu, halkın yüzde doksanına yakını dokuma yaparak geçimini sağladığı bilinmektedir. Dokunan gazenneler pijama, gömlek, entari şalvar ve sofra bezi olarak kullanılırdı. Gazennenin ham maddesi pamuk ipliğidir. Vatandaşlar bu ipleri işleyip çeşitli renklerde boyayarak el tezgahlarından dokumuştur.

Yemeni:
Yemeniciliğin kökeni Eğin`in eski tarihine rastlanmaktadır. 1900 lü yıllara kadar uzanmaktadır. Günümüzde Eğin yemenisi adı verilen ayakkabılar evlerde süs eşyası olarak sergilenmektedir. Eğin yemenisinin özelliği, tek tip olmasıdır. Bu kalıplarda sağ ve sol diye ayrım yapılamaz. Kadı yemeni kalıplarında zenneler 35-36, zerderger 37 ve uluorta 38 numaradır. Erkek yemeni kalıpları, kaba rüzgar 44, rüzgar 42 ve orta 40 numara kalıp isimleridir.

SİPARİŞ GÖNDER